Kültür Sanat konusunda örnek yaklaşım; Sonsuz Şükran Köyü...
Bu alanda hem köyün, hem yörenin tarihsel ve sosyal birikimlerini dikkate alan yapılanma gerçekleştirilmektedir. Hem ulusal, hem de uluslararası çapta yetkin sanatçıların etkinlik, atölye ve yaşam mekanları oluşturulmaktadır.
Bu başlıbaşına sanat kültür etkinliklerinin yapıldığı ve aktif olarak kullanılan bir alandır. Sonsuz Şükran Köyü, statü olarak mahalle birim olarak köy Konya Hüyük'e bağlı Çavuş kasabasında oluşturulmuştur. Bu alanda hem köyün, hem yörenin tarihsel ve sosyal birikimlerini dikkate alan yapılanma gerçekleştirilmektedir. Hem ulusal, hem de uluslararası çapta yetkin sanatçıların etkinlik, atölye ve yaşam mekanları oluşturulmaktadır. Köyün ve bölgenin kültürel ve ekonomik hayatına ciddi katkıları olan bir projedir. Bu şekliyle Türkiye'de alanında da bir ilktir.
Sonsuz Şükran Köyü, Çavuş Kasabasının yeni yerleşim alanına bitişik olan ve içinde iki adet küçük gölet de bulunan alandır. Aktepe ve Koru adı verilen tepelerin yamacındadır. Burada yeni bir bölge planlaması yapılmıştır. Bölge içinde rekreasyon alanları, özgün parklar, deneme bahçeleri, yerleşim için konutlar, kültür merkeziyle muhtelif sanat atölyeleri yer kurulmuştur.
Kültür Mahallesi, öncelikle sanatçı ve kültür adamlarının yaşayacağı küçük bir köydür. Kendi içinde bağımsız, ama aynı zamanda bulunduğu Kasabanın sosyal, ekonomik yaşamıyla entegre bir alandır. Sanatçılar ve kültür konularını meslek olarak seçmiş kişiler burada yaşamaktadır. Onların burada evleri buradadır ve aktif olarak kullanmaktadırlar. Yazlıklar, kooperatif evleri gibi değildir.
Hem mimari bakımdan, hem fonksiyonu, hem yaşayanlarının profili bakımından farklı bir yapısal birimdir. Öncelikle lokasyon olarak, Orta Anadolu'nun turistik taarruzlara maruz kalmamış, özgün ve bakir bir alanı olması münasebetiyle farklı özelliklere sahiptir. İklimi, doğası itibariyle de farklı bir tercihtir. Mümkün olabildiği kadar bölgenin özgün ve primitif değerlerinin korunması için gayret sarfedilmiştir. Ve bu değerler içinde, yöre halkının gündelik hayatıyla da bütünleşen bir yaşam modeli oluşturulmuştur. Sadece yaz aylarının bir dinlenme mekanı değil, aynı zamanda, katılımcıların burayı kendi köyleri olarak benimseyerek, yılbaşında, bayramlarda, milli gün ve tatillerde, doğum günlerinde buluştukları bir yer olarak tasarlanmıştır.
Ülkenin bilindik bölgelerine nazaran henüz bozulmamış bir bölgede yaşamak, kültür adamları olarak katılımcıların ilk ve öncelikli isteğidir. Modernleşmenin getirdiği tüm bozulmalar karşısında sanat ve kültür adamları yeni seçenekler arıyor. Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada. Kendi yaşamlarını taşıyacakları bu yeni alanlara, kendi dostlarını, meslektaşlarını ve ilgi alanları birbirine yakın insanları da götürmektedirler. Aynı zamanda iş ve etkinlik uğraşlarını da taşımak istiyorlar. Sanatçılar artık taşınmak istiyor. Ve taşındılar. Bilindik-bıkıldık yerlerden, bilindik-bıkıldık ilişkilerden. Onlara farklı ve istedikleri bir şeyi sunduk. Onlar burada yaşamaktalar ve çalışmaktalar. Resim-heykel atölyeleri ile. Film çekiyorlar ve festivaller-gösteriler düzenliyorlar. Kitaplar yazıyor, araştırmalar yapıyorlar. Mimarlar, iç mimarlar kendi evlerinden başlamak üzere bölgenin gelenek ve aksesuarlarından yeni tarzlar oluşturuyorlar. Hemen hemen sanatın her alanında hem atölye çalışmaları ve hem dışa dönük etkinlikler gerçekleştiriyorlar.